Erzurum Çifte Minareli Medrese – Hatuniye Medresesi 

Yaptıran: Kesin olarak bilinmemektedir. Tahminler yürütülmektedir.
A: Alaaddin Keykubat’ın Kızı Huvand Hatun adına yaptırılmıştır. Onun için ismi Hatuniye Medresesidir.
B: İlhanlı yöneticisi Padişah Hatun adına yaptırılmıştır. Onun için ismi Hatuniye Medresesidir.
Mimarı: Bilinmemektedir.
Yapım Tarihi: Tartışmalıdır ve halen bir sonuç alınamamıştır.
a. Medrese 1. Alaaddin Keykubat zamanında 1225 yılında yaptırılmıştar.
b. Medrese 2. Alaaddin keykubat zamanında 1253 tarihinde yaptırılmıştır
c. Medrese İlhanlılar zamanında Padişah Hatun tarafından 1285 – 1290 yılları arasında yaptırılmıştır.
Medrese Osmanlı padişahlarından 4. Murat’ın emri ile bir süre tophane olarak kullanılır.
Osmanlı döneminde bir süre kışla olarak kullanır.
1878 Rus İşgalinde Medresenin Kapı süslemelerinin bir kısmının Ruslar tarafından söküldüğü söylenir. Cumhuriyet devrinde kısmen restore edilen bina 1942, 1947 yılları arakında Erzurum Müzesi olarak hizmetverir.
Medresenin özelliklerinden de kısaca bahsedelim:
Anadolu Selçuklu dönemi iki katlı, dört eyvanlı ve açık alululu medreseler grubunun en iyi örneğidir.
38 X 48 metrelik bir alanı kaplar. Kuzey cephesine hakim taçkapısı başlı başına bir sanat şaheseridir. Taç kapıdan avluya geçilir. İnce uzun avlunun etrafı sütunlarla çevrilidir. Öğrenci odaları avlunun çevresinde yer alır. Güneydeki eyvana bitişik bir kümbet vardır. Kümbet kübik bir kaide üzerine poligonal bir gövde ve konik külahtan oluşmaktadır. Portal nişi oldukça derin ve üzeri mukarnasla örtülmüştür. Kapıyı değişik genişlikte palmet motifleli beş silme çerçevelemiştir. Sağda ve solda iki gömme sütuncuk yer alır.
(Kübik: Oldukça sade, dikaçılı prizmatik biçimde yapılan)
(Poligonal: Çok köşeli)
Geniş silmelerden en dıştakinde bir vazocuk içerisinden çıkan stilize bir hayat ağacının kapıyı kuşattığı görülür.
(Hayat Ağacı: Eski Türk inanç sistemi Şamanizm’e göre dünyanın merkezini belirleyen, genellikle kuşlar ve kartallarla birlikte betimlenen ağaç. Selçuklu ve Beylikler Döneminde cennet anlamını da kazanarak, çini, taş ve benzeri bezemelerde oldukça sık kullanılmıştır. Osmanlı sanat yapıtlarında da görülen hayat ağıcı, daha çok halk sanatlarına özgü bir bezeme ögesi olarak varlığını Anadoluda kilim, halı vs. gibi ürünlerde sürdürür.)
Taç kapının sağında ve solunda iki taraflı olmak üzere dört tane kabartma ele alınmıştır.
Kalın bir er silmenin çevrelediği bu panolardan sağdakinde çift başlı kartal panosu bulunmaktadır. Çifte Minareli Medrese’de kullanılan geometrik süslemeler daha çok avludaki sütun gövdelerinde, eyvanların cephelerinde, öğrenci odalarının kapı silmelerinde görülür.
Bitkisel bezeme ise, taç kapıda avl sütunlarını birbirine bağlayan kemerlerin üzerlerinde ve kümbetin içinde karşımıza çıkar.
Bugün kısmen tahrip olmuş 16 oluklu firuze rengi çini kakmalı tuğla minarelerin kürsüleri dikkati çeker.
————-
Sayfayı okumaya misafir olduğunuz için teşekkür ederim.
Kendi hayat felsefenize göre sağlıklı, huzurlu, mutlu yaşayacağınız güzel bir ömür dilerim… Kaderiniz hep güzel olsun…
Saygılar, Selamlar
Muammer Çelik