Katedral – Fethiye Camisi

Katedral – Meryemana Kilisesi – Fethiye Camisi

Binanın önüne geldiğimizde mavi bir levhada yazılan bilgi bizi karşılar. Önce levhada yazılanı okuyalım:
Katedral (Fethiye Camii) : Ani kralı Senbad tarafından 987 yılına inşaatı başlamış ve kral Gagik tarafından tamamlanmıştır. Binanın mimarı 989 depreminden sonra İstanbul Ayasofya kilisesini restore eden Tiridat ustadır.
Şimdi Katedrali biraz daha detaylı tanıyalım:
Güney cephenin batı kısmındaki kitabede ve zamanın vakanüvisti Taron’lu Asoghik’in ve Ani’li Samuel’in yazılarında kilise hakkında bilgiler verilir.  Katedral Kral 2. Smbat tarafında 980 yılında yapılmaya başlanır ve 1001 yılında Kraliçe Katramide tarafından yapı tamamlattırılır. Katedrale Meryamana  Astwazazin adı verilir. Astwazazin beşik demiktir. Buradaki beşik kelimesi ile İsa’nın beşiği kastedilir.
Yapının mimarı olan Trdat daha sonra İstanbul’a Ayasofya’nın hasar gören kubbesini onarmak için davet edilir. Yani yapı zamanın en ünlü, en becerikli, en güvenilir mimarı tarafından yapılır.
Katedralin iç ve dış tasarımı muhteşem. Şu anda üzerinden bin yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen olanca heybeti ile sapasağlam ayakta. Dış duvarlarda 13. yüzyıldaki Gürcü yönetimi zamanında küçük tamiratlar yapılır.
Yapı malzemesi olarak kullanılan kırmızı, siyah, kahverengi tonlardaki volkanik taşlar çeşitlendirilerek sağlamlığın yanı sıra ziyaretçilere çok değişik renk tonları ile zevkli bir görsellik sunar. Genelde kaplama malzemesi olarak trakit ve bazalt kullanılır.
Haç planlı olarak yapılan binanın çatısında haçın orta yerinde göğe doğru yükselen kubbesi maalesef yıkılmış durumda.  Yapının dış kısmına görsel bir güzellik vermek için zarif kör kemerler yerleştirilir.
(Açıklama: Kör kemer, yalancı kemer de denir. Süsleme amacı ile yapılır. Duvarların hiçbir yükünü taşımaz, içinden de geçilmez. Kapı ve pencere olarak da kullanılmazlar. Kör kemerler binanın inşası esnasında yapılabileceği gibi, sonradan da yapıya eklenebilirler.)
Kör kemerlerin yüksekliklerinin yan kısımlarda aynı hizada olduğu, doğu ve batı kısımda ise daha yüksek yapıldığı görülür.
Doğuda, batıda, kuzeyde ve güneyde birer tane büyük pencere görülür. Doğudaki ve batıdaki büyük pencerelerin sağında solunda birer pencere, kuzey ve güneydeki büyük pencerelerin yanlarında ise dörder küçük pencere görülür. Bu pencerelerin etrafları adeta dantela gibi işlenmiş çerçeveleri ile ayrı bir güzellik arz eder. Büyük pencerelerin üzerlerine isabet eden kısımlarda okuli olarak adlandırılan etrafı süslendirilmiş delikler yerleştirilmiştir. Kilise büyük ve küçük pencerelerden, okulilerden ve kubbeden gelen ışıklar ile aydınlanır.  (Resmin büyütülmüş halinde daha iyi görülür)
Güney giriş kapısının sağındaki ve solundaki kemerlerin üst kısmında çok iyi durumda iki kartal kabartması görülür.
Ani’nin Selçukluların eline geçmesinden sonra camiye çevrilen Katedral 1124 Yılında Gürcü kralı 4. David tarafından yeniden kiliseye döndürülür. Daha sonra hep kilise olarak kalır.
Muazzam iç mekanı ile, kubbeyi tutan dört destek fil ayağı ile haç planlı bazilikal yapısı ile Ermenistandaki diğer yapılara hiç benzemeyen kendine özgü bir iç mimari görürüz.
Fil ayaklarından pandantiflere oradan kasnak ile kubbeye geçiş yapılır.
Kilisenin iç mimarisi hiç alakası olmamasına rağmen Avrupa’daki gotik mimarinin atasıdır da denebilir…
Mimarinin sağladığı mükemmel etki apsisin anıtsal yüksekliği, genişliği ve derinliği ile zirveye ulaşır…
Mimarideki zirve nokta ise Apsise yerleştirilen pencereden sabah gün doğumu ile gelen güneş ışığı planlamasıdır. Her mevsim güneş doğunca içeriye Ermeni monofitizmini sembolize edercesine içeriye ışıklarını saçar ve sanki kiliseye İsa gelmiş hissi verilmek istenir. (Monofitizm: İlginç bir konu tur esnasında rehberiniz açıklamasını yapar)
Apsis kemerindeki muhtemelen 13. yüzyılda yapılmış olan Kainatın efendisi İsa freski günümüze kadar kalmamış.
Kilisenin bir ilginç yanı da apsisin her iki yanında dar merdivenlerle çıkılan üst kısımda oluşturulmuş odaların olması. Burada ibadette kullanılan malzemeler, kıyafetler muhafaza edilir. Aynı zamanda inziva yeri olarak da kullanılır. Bu odalara Pastophorion denir. Tanrısal resimlerin barındırıldığı şapel anlamına gelir.
Katedralin doğu kısmında 2. Smbat’ın eşi Kraliçe Katramide’nin mezarının da içerisinde olduğu bir şapel bulunur.
Katedralin güneydoğu kısmında ise 2016 yılında Prof. Dr. Fahriye Bayram tarafından yapılan kazılarda Azize Hrispime’ye ithaf edilen bir şapele ulaşılır.

———————
Sayfayı okumaya misafir olduğunuz için teşekkür ederim.
Herkese kendi hayat felsefesine göre mutluluklar diliyorum.
Saygılar, selamlar
Rehber Muammer Çelik

* Yukarıdaki bilgiler pek çok sayıda yazı, makale, kitap taramaları sonunda ortaya çıkmıştır.
Her türlü görüşlerinize, eleştirilerinize ve önerilerinize açığım. Telefon numaram: 0532-2643999 email adresim: rehbermuammer@gmail.com

Yazıyı paylaş!